11 Aralık 2019
MİLENYUM KUŞAĞINDA TEKSTİL SEKTÖRÜ
Modanın Bir Sonraki Büyük Savaş Alanı: Sürdürülebilirlik...
Maalesef moda endüstrisi Milenyum kuşağının %95’i için en önemli üç kriter olan erişilebilirlik, fiyat uygunluğu ve harika değer sunma için yeterince sürdürülebilir seçenek sağlamıyor.
Bunu göz ardı etmek markalara daha fazla paraya ve ilgiye mal olacak. McKinsey ve Business of Fashion’ın 2018 yılında yayınladığı Modanın Durumu raporuna göre “küresel olarak Milenyum kuşağının %66’sı sürdürülebilir olan markalar için daha fazla para harcamaya hazır”. (Zilingo, McKinsey danışmanlık hizmetlerini kullanıyor.)
Akıllı markalar sürdürülebilirliğe doğru hareket ediyor. İtibarını sürdürülebilirlik üzerine inşa eden Everlane, beyaz tişört gibi temek ürünleri rekabetçi perakende fiyatının üç katına satan şirketler arasındaki ilk örneklerden biri. Moda e-ticaret platformları olan Asos ve Zalando, internet sitelerinde müşterilerin sürdürülebilir işletme uygulamalarını kullanan üreticiler ve markalar tarafından üretilen ürünleri bulabileceği sayfalar sunarak kullanıcı deneyimlerinde ciddi değişiklikler yaptı.
Moda markalarının çoğu, küresel tedarik zincirinin mevcut parçalı yapısı nedeniyle tam olarak sürdürülebilir bir işletme oluşturamaz. Başarılı olmak istiyorlarsa sürdürülebilir ve sorumlu üretim tüm oyuncular için ekonomik olarak uygulanabilir olmalı. (Zilingo, işletmelerin tedarik zincirlerini yönetmelerine, moda tedarik zincirini daha etkin ve ekonomik olarak uygulanabilir hale getiren sürdürülebilir uygulamaları kullanmalarına yardımcı olan bir teknoloji platformu.)
Dünyadaki moda markalarının çoğu için üretim oldukça parçalı ve verimsiz. Bir tişört üretiminde ihtiyaç duyulan pamuğun üretilme süreci 2.700 litre su, eski teknolojiler ve tedarik zamanını uzatan birçok aracı ve ajans kurumu içeriyor. Devasa ölçek ekonomilerinden hoşlanan bir endüstride sadece en büyük işletmelerin genç neslin modada sorumlu üretim konusunda artan taleplerine cevap verecek kadar hızlı ve etkili bir tedarik zinciri oluşturma lüksü var.
Endüstrisinin karşı karşıya kaldığı diğer bir sorun ise oluşturduğu yüksek sera gazı ve atık miktarı. BM Çevre Meclisine göre [moda] endüstrisi ikinci en büyük su tüketicisi ve küresel karbon emisyonunun %8-10’undan sorumlu - bu rakam tüm uluslararası uçuşlardan ve gemi ile kargodan daha yüksek. Endişe verici bir şekilde yıllık olarak $500 milyar değerinde satılmayan kıyafetler, geri dönüştürülmek yerine katı atık alanlarına atılıyor. Değer zincirine entegre edilen yapay zeka ve analitikler sayesinde gelecek trendleri daha iyi tahmin edebilir ve üreticilerin ve markaların doğru miktarda ve daha az atıkla trende göre ürün üretmesine izin verebiliriz.
Teknoloji ve yeniliğin modayla güçlerini birleştirmesi sonucunda ortaya çıkan etki benzersiz olabilir. Daha fazla markaya sürdürülebilir, şeffaf ve sorumlu üretim seçenekleri sunarak moda tedarik zincirini basitleştirip demokratikleştirebilir. Aynı zamanda daha iyi yazılım ve daha etkili hizmetler fabrikaların küresel ihtiyaçları karşılamak için daha hızlı ölçeklenmesine izin verebilir.
Gezegenimizi kirleyen ve insanları kullanan bu endüstrinin değişmesi gerektiğini biliyoruz. Teknoloji, yenilik ve sermaye ile işletmeler için daha hızlı ve eskisinden de şeffaf değişimler sağlayabiliriz.
Kaynak: Tıklayınız